Aydın Söke yolunda şişçilerde çok durmuşluğumuz vardır. Hani o yol hiç durmadan devam eder ve dümdüz Bafa Gölü´ne kadar gider. İşte o yolu giderken sanırsın ki Bodrum´a geldik. Ama daha çok yol vardır, git git bitmez. İşte bu çıkmazlardan kurtulmak için insan bazen yolundan sapar ve farklı deneyimler yaşamak ister. Ben daha önce Bodrum dönüşünde yapmıştım bu rotayı, e tabi üşenmeden bu sefer Bodrum gidişi uğrama fırsatı yakaladım. Şok edici manzaralara karışan harika noktalar keşfetmek rotanın güzelliği konusunda müthiş bilgiler veriyor. İlk durağımız Priene Antik Kenti.
Priene Antik Kenti dağ yamacında kurulmuş devasa bir antik yapı. Söke Ovası´nın harika manzarasına panoramik bir bakış açısı bulabileceğiniz yapıya ulaşmak için tepeye tırmanmak gerekiyor. Geniş bir alana sahip olan antik kentte bulunan sütunlardan sadece 5 tanesi ayakta ve diğer tüm parçalar yerlere dağılmış durumda. Sırtını dayadığı dağın arka kısmında yer alan Dilek Yarımadası Milli Parkı´nın tabiat çeşitliliği daın bu kısmınıda gerekli cömertliği yapmış. Çok keyifle vakit geçirip manzaranın tanıdını çıkarabileceğiniz bir antik kent sizi bekliyor.
Priene Antik Kenti´nden devam ettiğinizde sizi Türkiye haritasında pek bilinmeyen bir coğrafi durum sözkonusu. Biz ilkokuldan beri haritayı ezbere çizerken düz geçtiğimiz o alanda aslında bir tuz gölü var. Tarihte atların yetiştirildiği ahırlardan oluşan Atburgazı´ndan hemen sonra Tuzburgazı mahallesinin adı üstünde komşuluk yaptığı tuz gölü bembeyaz mars yüzeyine benzer görüntüsüyle müthiş bir manzar sağlıyor. Tuzburgazı´ndan sonra Tarihi Doğanbey Köyü´nde bulunan taş evler restore edilerek geleceğe miras olmuş. Ayrıca Doğanbey´de yer alan Dilek Yarımadası Doğal Yaşam Müzesi´nde o bölgede yaşayan tüm canlılarla ilgili bilgi alabilirsiniz. Köydeki fonlar harika, bol bol fotoğraf çekeceğiniz için mutlaka aracınızı köye yakın bir yere park edip tüm köyü baştan aşağıya gezin.
Doğanbey Köyü´ne girdiğimiz noktadan bu sefer Didim istikametine doğru ilerlediğinizde sizi Miletos Antik Kenti karşılıyor. Tek parça halinde bence Türkiye´nin en büyük anfi tiyatrosunun yer aldığı bu alanda tarihin bir çok zaman dilimini aynı noktada bulmanız mümkün. Özelikle Selçuklu dönemine ait eserlere karışmış antik yapılar harika vakit geçirmenizi sağlayacak. Yine geniş bir alan ve bol bol yürüyüş yapacağınız bir yer. İçerisinde Müze olan bu bölge için havanın hafif serin olduğu zamanı tercih etmenizi tavsiye ederim.
Milet´ten devam eden yol Didim´e kadar ulaşıyor. Didim´de meşhur kumsallar konusuna girmiyorum. Keyfiniz bilir, Didim´de kalalım bi suyuna girelim diyorsanız ayrı konu. Benim Didim´le ilgili tek mevzum tabiatının gereğinden fazla kuru ve çıplak olması. Hemen yanıbaşında Bodrum Yarımadası varken ben Didim´de Apollo Tapınağı´na uğrar fazla takılmadan kaçarım. Çoğu zaman böyle yaptım ve pişman değilim. Bu rota kısa bir rota Bodrum´a giderken sabah erken ayrılın İstanbul´dan akşamına Bodrum´da olursunuz.
async src="//www.instagram.com/embed.js">
